105. FİL SÛRESİ

            Sure, Mekke döneminde inmiştir ve nüzul sırasına göre 19. suredir. Sure Adını, ilk ayette geçen “fil” sözcüğünden almıştır. Sure 5 ayettir.

 

Rahmânir-Râhiym Allah’ın Adıyla

1. Rabbinin fil sahiplerine1 nasıl davrandığını görmedin mi?

1 “صحب” (sahib); dost, kafadar, arkadaşlık etmek, yoldaşlık etmek ve eşlik etmek anlamlarına gelir. “Balık sahibi” ifadesi de “balığa eşlik eden”, “yoldaşlık eden” anlamına gelmektedir.

2. Onların planlarını1 boşa çıkarmadı mı?

            1 كَيْد” (keyd) sözcüğü, Arapça’da genellikle “plan”, “komplo”, “hile” ve “tuzak” anlamına gelmektedir.

3. Ve üzerlerine ebabil1 kuşlar gönderdi.

1 Ayette geçen “ebâbîl” kelmesi, bir kuş türünün adı değildir; gönderilen kuşların sürüler hâlinde oluşunu belirtmektedir.

4. Onlara siccilden1 taşlar attı2.

1 “Siccil”, Ateşte pişirilmiş çamur demektir. 11:82 ve 15:74 ayetlerinde de Lut Kavmi üzerine siccil taşlarından yağdırıldığı açıklanmıştır. 51:33 ayetinde de siccil için, “hicâretin min tin”, yani çamurdan yapılmış taş ifadesi geçer.

2  Bu sözcük, “atmak”, saçmak”, “fırlatmak” anlamına gelen “ر-م-ي” (r-m-y) kökünden türemiştir. Bu kökten türemiş kelimeler Kur’an’da 9 kez geçer: 4:112; 8:17 (3 kez); 24:4, 6, 23; 77:32; 105:4.

5. Böylece onları yenilmiş1 ve savrulmuş yaprak2 gibi yaptı.

1 “مَأْكُولٍ” (me’kûl) sözcüğü, “yenmiş” veya “yenilen” anlamına gelmektedir. Bu kelime, bir şeyin artık kullanılmaz veya değerini yitirmiş olduğu bir durumu ifade eder.

2 “عَصْفٍ” (‘âsfin) sözcüğü, “savrulmuş, dağılmış” veya “saman, tahıl başaklarının kabuğu, yapraklar” anlamlarına gelir. Bu benzetme, Ebrehe’nin ordusunun vücutlarının, rüzgarla savrulan, artık hiçbir değer taşımayan ve kullanılmaz hâle gelmiş samanlara benzediğini anlatır. Bu, ordunun nasıl paramparça olduğu anlamına gelir. Bu sözcük Kur’an’da 6 yerde geçer: 10:22; 14:18; 21:81; 55:12; 77:2; 105:5.

Açıklama: “Fil Sahibi” ifadesi ile ilgili farklı görüşler yer alır:

1. Taberi’nin Görüşü: Taberî (839-923) tefsirinde belirtilen bir rivayete göre; Habeşistan yönetimindeki Yemen’in valisi Ebrehe, Mekke’deki Kâbe’yi ziyaret eden hacıları San’a’ya çekmek için burada Kulleys veya Kalîs (kilise) denilen büyük bir yapı yaptırır ve çeşitli bölgelere propagandacılar göndererek halkı San’a’ya davet eder. Ancak bunda başarılı olamayınca, Miladi 570 yılında kendi komutasındaki büyük bir ordu ile Kâbe’yi yıkmak amacıyla yola çıkar; ancak ordusuyla helak olur.

2. Makkabiler Kitabı Görüşü: Apokrif bir kitap olarak kabul edilen ve bazı Roma Katolik ve Ortodoks Kiliseleri tarafından kaynak kabul edilen Makkabiler Kitabı’nda şöyle bir hadise anlatılmaktadır: MÖ 2. yüzyılda İskenderiye’deki Yahudilerin dini uygulamalarını yasaklamaya ve tapınaklarını yok etmeye çalışan putperest Kral Ptolemy IV Philopator, Mısır ordusuyla birlikte İskenderiye üzerine yürür. Ordunun önünde, İskenderiye’nin surlarını yıkmak için tütsü katılmış bir miktar ilaç vererek çıldırtılmış 500 fil bulunmaktadır. Büyük bir tehlike altında kalan Yahudiler Allah’a dua ederler. Allah da gökten iki korkunç melek gönderir. Bu iki melek, fillerin kaçmasına neden olur. Filleri kontrol etmekte zorlanan Philopator’un ordusu, kaçan filler tarafından ezilerek yok edilir. (3. Makkabiler 5:1-51; 6:1-21)