32. Yunus


Yunus’un, Filistin’in İsrail Krallığına ait Celile bölgesinde yaşayan biri olduğu belirtilmektedir. Yüce Allah, kendisini memleketinden yaklaşık olarak 1000 km uzaklıkta olan ve nüfusu da 120 binden fazla olan Ninova şehrine elçi olarak göndermektedir. Ninova, günümüzde Musul’un hemen yanında, Dicle Nehri'nin doğu kıyısında bulunan bir şehirdi. Bir dönem Asur Medeniyetine de başkentlik yapmıştır.

Yunus Nebi, elçi olarak gönderildiği Ninova’nın halkı kendisine iman etmeyince öfkeyle oradan uzaklaşır ve bir gemiyle Tarsus’a gitmeye karar verir. Ancak söz konusu gemi büyük bir fırtınaya yakalanır ve parçalanacak duruma gelir. Bu felaketin gemide bulunan birinden kaynaklandığına kanaat getiren gemidekiler de söz konusu kişiyi tespit etmek için kura çekerler. Çekilen kurayı Yunus kaybeder ve denize atılır. Denize atılan Yunus, o esnada da hatasını anlar ve tevbe eder. Balık da tevbesi kabul edilen Yunus’u kurtarır. Aynı şehre tekrar elçi olarak gönderilen Yunus’a bu defa halk inanır ve tevbe eder, Allah da onların tevbesini kabul eder ve söz konusu şehri helak etmez. O şehrin helak olmadığına sinirlenen Yunus’a da Allah bir misal ile ders verir.

Yunus, Kur’an’da; kendisine vahyedilen (4:163) ve salihlerden olan (6:85) ve alemlere faziletli kılınan (6:86) ve kendisine kitap ve hüküm verilen (6:86,89) bir resul (37:139,147) ve bir nebi (4:163) olarak anlatılmaktadır.

Bu kitap, 4 bap ve 48 ayetten oluşmaktadır.

 

1. Bap

1- Ve Amittay oğlu Yunus’a Yahwe’nin sözü vahyedildi:

2- “Kalk! Ninova’ya o büyük şehre git ve uyar. Çünkü kötülükleri huzuruma yükseldi.      

3- Yunus da kalktı, Yahwe’nin önünden Tarşiş’e (Tarsus’a) kaçmak için Yafa’ya indi ve Tarsus’a giden bir gemi buldu ve ücretini verdi ve Tarsus’a gitmek için ona bindi.

            Yafa, günümüzdeki Tel Aviv şehir merkezi sınırlarında kalan bir kıyı şehri idi.

4- Yahwe de denize büyük bir rüzgar gönderdi. Denizde de büyük bir fırtına oldu. Gemi de kırılmayı (parçalanmayı) düşündü.

5- Denizciler de korkuya kapıldı ve her biri kendi ilahına (en yücesine) feryat etti. Gemideki malzemeleri de denize atarak gemiyi hafifletmek istediler. Yunus ise geminin alt kısmına inmiş ve yatıp derin bir uykuya dalmıştı.

6- Gemi kaptanı da ona (Yunus’a) yaklaştı ve dedi ki: “Ne yapıyorsun, uyuyor musun!? Kalk ve ilahına (En Yücene) dua et! Belki ilahlar (en yüceler) bize merhamet eder de helak olmayız!”

7- Ve (gemidekiler) birbirlerine “Gelin, kura çekelim ve bu belanın bize kimden dolayı geldiğini bilelim!” dediler. Kura çektiler ve kura Yunus’a çıktı.

8- (Bunun üzerine Yunus’a) dediler ki: “Söyle bize! Bu bela bize kimden geldi?.. Sen ne iş yaparsın?.. Nereden geliyorsun?.. Ülken neresi?.. Hangi millettensin?..”

9- Onlara dedi ki: “Ben İbrani’yim. Göklerin ilahı (En Yücesi) Yahwe’den de korkarım. O, denizi de karayı da yaratandır.”

10- Adamlar da büyük bir korkuya kapıldılar ve ona “Ne yaptın ki?!” dediler. Ve adamlar, Yahwe’nin önünden kaçtığını artık biliyorlardı, artık bunu onlara söylemişti.

11- Dediler ki: “Üzerimizdeki (üzerimize kabaran) denizin dinmesi için sana ne yapalım? Çünkü denizdeki fırtına gittikçe şiddetleniyor!”

12- (Yunus) onlara dedi ki: “Beni alın ve denize atın, üzerinizdeki deniz dinecektir. Çünkü bu büyük fırtınanın benim yüzümden üzerinize geldiğini biliyorum.”

13- Adamlar, karaya dönmek için kürek çekmeye çalıştılar ama başaramadılar. Çünkü denizdeki fırtına onlar için gittikçe daha da şiddetleniyordu."

14- Yahwe’ye yalvardılar ve dediler ki: “Ey Yahwe! Sana yalvarıyoruz! Bu adamın canı yüzünden helak olmayalım. Bu masum adamın kanından (ölümünden) da bizi sorumlu tutma. Şüphesiz ki Sen istediğini yapansın Ey Yahwe!”

15- Ve Yunus’u aldılar ve denize fırlattılar. Ve öfkelenen deniz sakinleşti.

16- Böylece adamlar (şahit oldukları bu olay nedeniyle) Yahwe’ye karşı büyük bir korku duydular. Yahwe’ye kurban kestiler ve adaklar adadılar.”

17- Ancak Yahwe, Yunus’u yutacak büyük bir balık sağladı. Yunus da üç gün üç gece balığın karnında kaldı.

 

2. Bap

1- Yunus da balığın içinden ilahı (En Yücesi) Yahwe’ye dua etti:

2- Ve dedi ki:

“Izdırap içindeyken Yüce olan Yahwe’ye seslendim, bana yanıt verdi.

Ölüler diyarının bağrından yalvardım, sesimi duydun.

3- Beni denizin kalbindeki derinlere fırlattın,

Akıntılar sardı beni,

Kırıcıların ve dalgaların da üzerimden geçiverdi.

4- Ben dedim ki, “Gözünün önünden kovuldum.

Bir daha Kutsal Mabedini nasıl göreceğim?”

5- Sular beni boğazıma kadar sardı,

Derinler de beni kuşattı,

Yosun da başıma dolandı.

6- Dağların da diplerine kadar indim,

Dünyanın parmaklıkları da sonsuza dek üzerime kilitlendi.

Ama En Yücem Olan Yahwe, canımı derinlerden Sen çıkardın.

7- Nefesim tükenince seni zikrettim (hatırladım) Ey Yahwe!

Duam da Sana, Kutsal Mabedine ulaştı.

8- Değersiz kibirlerine değer verenler,

Sadakatlerini terk ederler.

9- Ama şükran sesiyle sana kurban keseceğim,

Adağımı da yerine getireceğim. Kurtuluş Yahwe’dendir”

10- Yahwe de balığa emretti, balık da Yunus’u karaya kustu.

 

3. Bap

1- Ve Yahwe’nin sözü ikinci kez Yunus’a vahyedildi. Dedi ki:

2- “Kalk! Ninova’ya, o büyük şehre git ve sana söyleyeceğim çağrıyı ona (halka) bildir.”

3- Yunus kalktı ve Yahwe’nin sözüne uygun olarak Ninova’ya gitti. Ninova, yücelerin katında üç günlük yürüyüşle gezilen büyük bir şehirdi.

4- Yunus, şehre girdi ve dolaşmaya başladı. Bir günlük mesafe yürüyünce de çağrıda bulundu ve dedi ki: “Kırk gün sonra Ninova yıkılacak!”

5- Ninova halkı da Yücelerine iman etti (inandı ve tasdik etti) ve oruç ilan etti ve büyüğünden küçüğüne kadar çul giydi.

6- Söz kralın da kulağına gidince Ninova kralı tahtından kalktı, kraliyet cübbesini çıkardı, çul giydi ve küller içinde oturdu.

7- Kral ve soyluları da Ninova’da şu buyruğu ilan ettiler: “İnsanlar da hayvanlar da davar veya sığır da bir şey tatmasın. Yemesinler, su da içmesinler.”

8- Ama izin verin insanlar ve hayvanlar çul giysinler. Yücelerin Yücesine de güçlü bir sesle yalvarsınlar. Her biri kötü yoldan ve elleriyle ettiği zulümden de tevbe etsin (dönsün).”

9- Kim bilir belki Yüceleri (fikrinden) döner ve tevbe eder (yapmaktan vazgeçer). Gazap etmekten de döner ve helak olmayız.”

10- Yüceleri de onların amelini (yaptıklarını) gördü, kötü yollarından döndüklerini de… Yüceleri de onlara yapmakla tehdit ettiği felaketten tevbe etti ve yapmadı.

 

4. Bap

1- Ama bu, Yunus’u çok rahatsız etti ve öfkelendi.

2- Bu yüzden de Yahwe’ye salat etti ve dedi ki: “Ah Yahwe! Ben kendi toprağımda iken söylediğim bu değil miydi? Bu nedenle de daha önce Tarsus’a kaçmaya niyetlendim. Çünkü biliyorum ki çok şefkatliı ve çok merhamet edensinıı. Öfkesini bastıransın, çok da merhamet edensin. Felaketlere de üzülensin.

            ı חַנּ֣וּן (hanun) kelimesinin Arapça karşılığı “رَؤُ۫فٌ” Rauf’tur. Her iki kelime de "merhametli, şefkatli, lütufkar" anlamlarına gelir.

            ıı“רַח֔וּם” (raḥum) kelimesinin Arapça karşılığı “رحيم” Raḥim’dir. Rahim merhamet eden ve bağışlayan demektir.

3- Öyleyse lütfen şimdi canımı al, Ey Yahwe! Çünkü ölümüm, benim için hayatımdan daha hayırlıdır.”

4- Yahwe de dedi ki: “(Bunun için) öfkelenmeye hakkın var mı?!”

5- Yunus da şehirden çıktı ve şehrin doğu tarafında bir yerde durdu. Orada kendine bir gölgelik yaptı ve şehirde olup bitenleri görmek için beklemeye başladı.

6- Yücelerin Yahwe’si de Yunus’un üzerine gölge salacak ve sıkıntısını giderecek bir kabak fidanı sağladı. Yunus da buna çok sevindi.

7- Ama ertesi gün şafak sökerken, Yücelerin sağladığı bir kurtçuk kabağı kemirip kuruttu.

8- Güneş doğunca da Yüceler yakıcı bir doğu rüzgarı estirdi. Yunus da başına vuran güneşten bayılmak üzereydi ve ölümü dileyerek dedi ki: “Ölümüm, benim içim hayatımdan daha hayırlıdır.”

9- Yüceler de dedi ki: “Kabak fidanı yüzünden öfkelenmeye hakkın var mı?” O da dedi ki: “Elbette ki hakkım var, ölesiye öfkeliyim!”

10- Yahwe de dedi ki: “Uğruna emek vermediğin ve büyütmediğin, bir gecede var olan, bir gecede de yok olan bir kabağı umursuyorsun da,

11- Ben, Ninova’ya, o koca şehre merhamet etmeyeyim mi! Bu şehirde daha sağını solundan ayırt edemeyen yüz yirmi binden fazla insan ve çok sayıda hayvan var! (Oysa onları helak etmediğim için öfkelenmiştin!)

 

Yunus Nebi İle İlgili Olarak Kur’an’da Yer Alan Ayetler

10. Yunus Suresinde yer alan ayetler:

“96. Şüphesiz ki Rabbinin, haklarında kelimeleri (sözü, hükmü) gerçekleşmiş olanlar iman etmezler.

97. Kendilerine bütün ayetler (kanıtlar) gelse bile elem verici azabı görünceye kadar

98. İmanı kendilerine fayda sağlayan bir şehir bulunsaydı ya! Yunus’un kavmi hariç; ne zaman ki (Yunus’un halkı) iman ettiler,  üzerlerindeki rezillik azabını bu dünya hayatında kaldırırdık ve onları belli bir süre daha yararlandırdık.”

 

21. Enbiya Suresinde yer alan ayetler:

“87. Zan-nun’u da (an)! Hani öfkelenmiş ve gitmişti. Ve gücümüzün (kendisine) yetmeyeceğini sandığı bir anda, karanlıklar içinde, “Senden başka ilah (En Yüce) yoktur. Sen Sübhan’sın! Ben, zalimlerden oldum! (La ilahe illa ente subhaneke inni kuntu minez zalimin)” diye yalvarmıştı.

88. Ona (duasına) karşılık verdik ve onu gamdan kurtardık. Müminleri işte böyle kurtarırız.”

 

37. Saffat Suresinde yer alan ayetler:

“139. Yunus da resullerimizdendi.

140. Yüklü bir gemiye kaçmıştı.

141. Kura çekti ve kaybedenlerden oldu.

142. O kendini kınıyorken hut (balina) onu yuttu.

143. O, tesbih edenlerden olmasaydı;

144. Yeniden diriltilecekleri gününe kadar karnında kalırdı.

145. Ve bitkin halde onu açık bir kıyıya attık.

146. Üzerine de (gölgelik olsun diye) geniş yapraklı bir ağaç bitirdik.

147. Ve onu, yüz bin hatta daha fazlasına (bir halka) resul gönderdik.

148. Ve iman ettiler. Biz de onları belli bir süre yararlandırdık.”

 

68. Kalem Suresinde yer alan ayetler:

“48. Artık Rabbinin hükmünü sabırla bekle ve balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o çok üzüntülü bir halde (Rabbine) seslenmişti.

49. Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, kınanmış (bir hâlde), ıssız bir sahile atılacaktı.

50. Ancak Rabbi onu (tekrar) seçti ve onu salihlerden kıldı.”

 

6. En’am Suresinde yer alan ayetler:

“86. Yunus’a … da (hidayet ettik). Hepsini alemlere faziletli kıldık.

87. Onların babalarından ve çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını da seçtik, onları da Sırat-ı müstakime (doğru olan yola) erdirdik.

88. Bu, Allah’ın hidayet yoludur, onunla kullarından istediğini hidayete erdirir. Onlar da Allah’a ortak koşsalardı, işledikleri ameller boşa giderdi. 

89. Onlar, kendilerine kitap, hüküm (lehte ve aleyhte hikmetle hüküm verme yetkinliği, bilgelik) ve nübüvvet (nebilik görevi) verdiklerimizdir. Onlar (kâfirler), bunları (nebileri) inkâr ederlerse, bunları inkâr etmeyecek bir toplumu yerlerine vekil kılarız.”

 

Yunus Nebi İle İlgili Olarak İncil’de Yer Alan Ayetler

Matta Kitabının 12’nci babında da yer alan ayetler:

“38- … (dini kitaplar yazan) yazıcılardan ve Ferisilerden bazıları da İsa’ya dediler ki: “Öğretmen, senden bir alamet (mucize, kanıt) görmek istiyoruz.”

39- İsa da onlara şöyle dedi: “Zinaya dalmış kötü bir nesil durmadan alamet arar. Fakat ona Yunus Nebinin alametinden başkası verilmeyecek.

40- Yunus o büyük balığın karnında üç gün üç gece nasıl kaldıysa, İnsanoğlu da üç gün üç gece toprağın bağrında kalacak.

41- Hesap Gününde Ninova halkı da bu neslin insanlarıyla birlikte kalkacak ve onları mahkûm edecek. Çünkü onlar Yunus’un duyurusu üzerine tevbe etmiştiler. Ancak işte burada Yunus’tan daha büyük biri var!”

 

Matta Kitabının 16’ncı babında da yer alan ayetler:

“4- Zinaya dalmış kötü bir nesil durmadan alamet arar, fakat ona Yunus’un alametinden başkası verilmeyecek.” Sonra (İsa) onların yanından ayrıldı.”

 

Luka Kitabının 11’inci babında da yer alan ayetler:

“28- Fakat İsa şöyle karşılık verdi: “Asıl Tanrı’nın sözünü dinleyip tutanlara ne mutlu!”

29- Etrafındaki kalabalık giderek artarken İsa şunları dedi: “Bu nesil kötü bir nesil, alamet arıyor. Fakat onlara Yunus’un alametinden başka bir alamet verilmeyecek.

30- Yunus, Ninovalılar için bir alamet oldu; aynı şekilde İnsanoğlu da bu nesil için alamet olacak. 31- Güney kraliçesi hüküm gününde bu neslin insanlarıyla birlikte kalkacak ve onları mahkûm edecek. Çünkü o, Süleyman’ın hikmetli sözlerini dinlemek için dünyanın öbür ucundan gelmişti; fakat işte burada Süleyman’dan daha büyük biri var.

32-  Ninova halkı hüküm gününde bu nesille birlikte kalkacak ve onları mahkûm edecek; çünkü o halk Yunus’un duyurusu üzerine tövbe etmişti. Fakat işte burada Yunus’tan daha büyük biri var.”

 

II. Krallar Kitabının 14’üncü babında da yer alan ayetler:

“25- İsrail'in Yüce Olanı Yahwe’nin kulu Gat-Heferli Amittay oğlu Yunus Nebi aracılığıyla bildirdiği gibi, Hamat'ın girişinden Araba (Tuz) Gölü'ne kadar olan İsrail topraklarını geri alan oydu.”