Yunus’un,
Filistin’in İsrail Krallığına ait Celile bölgesinde yaşayan biri olduğu
belirtilmektedir. Yüce Allah, kendisini memleketinden yaklaşık olarak 1000 km
uzaklıkta olan ve nüfusu da 120 binden fazla olan Ninova şehrine elçi olarak
göndermektedir. Ninova, günümüzde Musul’un hemen yanında, Dicle Nehri'nin doğu
kıyısında bulunan bir şehirdi. Bir dönem Asur Medeniyetine de başkentlik yapmıştır.
Yunus Nebi, elçi olarak gönderildiği
Ninova’nın halkı kendisine iman etmeyince öfkeyle oradan uzaklaşır ve bir gemiyle
Tarsus’a gitmeye karar verir. Ancak söz konusu gemi büyük bir fırtınaya
yakalanır ve parçalanacak duruma gelir. Bu felaketin gemide bulunan birinden
kaynaklandığına kanaat getiren gemidekiler de söz konusu kişiyi tespit etmek
için kura çekerler. Çekilen kurayı Yunus kaybeder ve denize atılır. Denize
atılan Yunus, o esnada da hatasını anlar ve tevbe eder. Balık da tevbesi kabul
edilen Yunus’u kurtarır. Aynı şehre tekrar elçi olarak gönderilen Yunus’a bu
defa halk inanır ve tevbe eder, Allah da onların tevbesini kabul eder ve söz
konusu şehri helak etmez. O şehrin helak olmadığına sinirlenen Yunus’a da Allah
bir misal ile ders verir.
Yunus, Kur’an’da; kendisine
vahyedilen (4:163) ve salihlerden olan (6:85) ve alemlere faziletli kılınan
(6:86) ve kendisine kitap ve hüküm verilen (6:86,89) bir resul (37:139,147) ve
bir nebi (4:163) olarak anlatılmaktadır.
Bu kitap, 4 bap ve 48 ayetten oluşmaktadır.
1- Ve Amittay oğlu Yunus’a Yahwe’nin
sözü vahyedildi:
2- “Kalk! Ninova’ya o büyük şehre git
ve uyar. Çünkü kötülükleri huzuruma yükseldi.
3- Yunus da kalktı, Yahwe’nin önünden
Tarşiş’e (Tarsus’a)
kaçmak için Yafa’ya indi ve Tarsus’a giden bir gemi buldu ve ücretini verdi ve
Tarsus’a gitmek için ona bindi.
Yafa, günümüzdeki Tel Aviv şehir
merkezi sınırlarında kalan bir kıyı şehri idi.
4- Yahwe de denize büyük bir rüzgar
gönderdi. Denizde de büyük bir fırtına oldu. Gemi de kırılmayı (parçalanmayı) düşündü.
5- Denizciler de korkuya kapıldı ve
her biri kendi ilahına (en
yücesine) feryat etti. Gemideki malzemeleri de denize atarak gemiyi
hafifletmek istediler. Yunus ise geminin alt kısmına inmiş ve yatıp derin bir uykuya
dalmıştı.
6- Gemi kaptanı da ona (Yunus’a) yaklaştı ve dedi ki: “Ne
yapıyorsun, uyuyor musun!? Kalk ve ilahına (En Yücene) dua et! Belki ilahlar
(en yüceler) bize merhamet eder de helak olmayız!”
7- Ve (gemidekiler) birbirlerine “Gelin,
kura çekelim ve bu belanın bize kimden dolayı geldiğini bilelim!” dediler. Kura
çektiler ve kura Yunus’a çıktı.
8- (Bunun üzerine Yunus’a) dediler
ki: “Söyle bize! Bu bela bize kimden geldi?.. Sen ne iş yaparsın?.. Nereden
geliyorsun?.. Ülken neresi?.. Hangi millettensin?..”
9- Onlara dedi ki: “Ben İbrani’yim. Göklerin
ilahı (En Yücesi)
Yahwe’den de korkarım. O, denizi de karayı da yaratandır.”
10- Adamlar da büyük bir korkuya
kapıldılar ve ona “Ne yaptın ki?!” dediler. Ve adamlar, Yahwe’nin önünden
kaçtığını artık biliyorlardı, artık bunu onlara söylemişti.
11- Dediler ki: “Üzerimizdeki (üzerimize kabaran) denizin
dinmesi için sana ne yapalım? Çünkü denizdeki fırtına gittikçe şiddetleniyor!”
12- (Yunus) onlara dedi ki: “Beni
alın ve denize atın, üzerinizdeki deniz dinecektir. Çünkü bu büyük fırtınanın
benim yüzümden üzerinize geldiğini biliyorum.”
13- Adamlar, karaya dönmek için kürek
çekmeye çalıştılar ama başaramadılar. Çünkü denizdeki fırtına onlar için gittikçe
daha da şiddetleniyordu."
14- Yahwe’ye yalvardılar ve dediler ki:
“Ey Yahwe! Sana yalvarıyoruz! Bu adamın canı yüzünden helak olmayalım. Bu masum
adamın kanından (ölümünden)
da bizi sorumlu tutma. Şüphesiz ki Sen istediğini yapansın Ey Yahwe!”
15- Ve Yunus’u aldılar ve denize fırlattılar.
Ve öfkelenen deniz sakinleşti.
16- Böylece adamlar (şahit oldukları bu olay nedeniyle)
Yahwe’ye karşı büyük bir korku duydular. Yahwe’ye kurban kestiler ve adaklar
adadılar.”
17- Ancak Yahwe, Yunus’u yutacak büyük
bir balık sağladı. Yunus da üç gün üç gece balığın karnında kaldı.
2. Bap
1- Yunus da balığın içinden ilahı (En Yücesi) Yahwe’ye dua etti:
2- Ve dedi ki:
“Izdırap
içindeyken Yüce olan Yahwe’ye seslendim, bana yanıt verdi.
Ölüler
diyarının bağrından yalvardım,
sesimi duydun.
3- Beni denizin kalbindeki derinlere
fırlattın,
Akıntılar
sardı beni,
Kırıcıların
ve dalgaların da üzerimden geçiverdi.
4- Ben dedim ki, “Gözünün önünden kovuldum.
Bir
daha Kutsal Mabedini nasıl göreceğim?”
5- Sular beni boğazıma kadar sardı,
Derinler
de beni kuşattı,
Yosun
da başıma dolandı.
6- Dağların da diplerine kadar indim,
Dünyanın
parmaklıkları da sonsuza dek üzerime kilitlendi.
Ama
En Yücem Olan Yahwe, canımı derinlerden Sen çıkardın.
7- Nefesim tükenince seni zikrettim (hatırladım) Ey Yahwe!
Duam
da Sana, Kutsal Mabedine ulaştı.
8- Değersiz kibirlerine değer
verenler,
Sadakatlerini
terk ederler.
9- Ama şükran sesiyle sana kurban
keseceğim,
Adağımı
da yerine getireceğim. Kurtuluş Yahwe’dendir”
10- Yahwe de balığa emretti, balık da Yunus’u
karaya kustu.
3. Bap
1- Ve Yahwe’nin sözü ikinci kez Yunus’a
vahyedildi. Dedi ki:
2- “Kalk! Ninova’ya, o büyük şehre git
ve sana söyleyeceğim çağrıyı ona (halka)
bildir.”
3- Yunus kalktı ve Yahwe’nin sözüne
uygun olarak Ninova’ya gitti. Ninova, yücelerin katında üç günlük yürüyüşle
gezilen büyük bir şehirdi.
4- Yunus, şehre girdi ve dolaşmaya
başladı. Bir günlük mesafe yürüyünce de çağrıda bulundu ve dedi ki: “Kırk gün sonra
Ninova yıkılacak!”
5- Ninova halkı da Yücelerine iman
etti (inandı ve tasdik
etti) ve oruç ilan etti ve büyüğünden küçüğüne kadar çul giydi.
6- Söz kralın da kulağına gidince
Ninova kralı tahtından kalktı, kraliyet cübbesini çıkardı, çul giydi ve küller
içinde oturdu.
7- Kral ve soyluları da Ninova’da şu buyruğu
ilan ettiler: “İnsanlar da hayvanlar da davar veya sığır da bir şey tatmasın. Yemesinler,
su da içmesinler.”
8- Ama izin verin insanlar ve
hayvanlar çul giysinler. Yücelerin Yücesine de güçlü bir sesle yalvarsınlar. Her
biri kötü yoldan ve elleriyle ettiği zulümden de tevbe etsin (dönsün).”
9- Kim bilir belki Yüceleri (fikrinden) döner ve tevbe eder (yapmaktan
vazgeçer). Gazap etmekten de döner ve helak olmayız.”
10- Yüceleri de onların amelini (yaptıklarını) gördü, kötü
yollarından döndüklerini de… Yüceleri de onlara yapmakla tehdit ettiği
felaketten tevbe etti ve yapmadı.
4. Bap
1- Ama bu, Yunus’u çok rahatsız etti ve
öfkelendi.
2- Bu yüzden de Yahwe’ye salat etti ve
dedi ki: “Ah Yahwe! Ben kendi toprağımda iken söylediğim bu değil miydi? Bu
nedenle de daha önce Tarsus’a kaçmaya niyetlendim. Çünkü biliyorum ki çok
şefkatliı ve çok merhamet edensinıı. Öfkesini bastıransın,
çok da merhamet edensin. Felaketlere de üzülensin.
ı “חַנּ֣וּן” (hanun) kelimesinin Arapça
karşılığı “رَؤُ۫فٌ”
Rauf’tur. Her
iki kelime de "merhametli, şefkatli, lütufkar" anlamlarına gelir.
ıı“רַח֔וּם” (raḥum)
kelimesinin Arapça karşılığı “رحيم”
Raḥim’dir. Rahim merhamet eden ve bağışlayan demektir.
3- Öyleyse lütfen şimdi canımı al, Ey
Yahwe! Çünkü ölümüm, benim için hayatımdan daha hayırlıdır.”
4- Yahwe de dedi ki: “(Bunun için) öfkelenmeye hakkın
var mı?!”
5- Yunus da şehirden çıktı ve şehrin
doğu tarafında bir yerde durdu. Orada kendine bir gölgelik yaptı ve şehirde
olup bitenleri görmek için beklemeye başladı.
6- Yücelerin
Yahwe’si de Yunus’un üzerine gölge salacak ve sıkıntısını giderecek bir kabak
fidanı sağladı. Yunus da buna çok sevindi.
7- Ama ertesi gün şafak sökerken, Yücelerin
sağladığı bir kurtçuk kabağı kemirip kuruttu.
8- Güneş doğunca da Yüceler yakıcı bir
doğu rüzgarı estirdi. Yunus da başına vuran güneşten bayılmak üzereydi ve ölümü
dileyerek dedi ki: “Ölümüm, benim içim hayatımdan daha hayırlıdır.”
9- Yüceler de dedi ki: “Kabak fidanı
yüzünden öfkelenmeye hakkın var mı?” O da dedi ki: “Elbette ki hakkım var, ölesiye
öfkeliyim!”
10- Yahwe de dedi ki: “Uğruna emek
vermediğin ve büyütmediğin, bir gecede var olan, bir gecede de yok olan bir
kabağı umursuyorsun da,
11- Ben, Ninova’ya, o koca şehre merhamet
etmeyeyim mi! Bu şehirde daha sağını solundan ayırt edemeyen yüz yirmi binden
fazla insan ve çok sayıda hayvan var! (Oysa
onları helak etmediğim için öfkelenmiştin!)
Yunus Nebi İle İlgili Olarak Kur’an’da Yer Alan Ayetler
10. Yunus Suresinde
yer alan ayetler:
“96.
Şüphesiz ki Rabbinin, haklarında kelimeleri (sözü,
hükmü) gerçekleşmiş olanlar iman etmezler.
97.
Kendilerine bütün ayetler (kanıtlar) gelse bile elem verici
azabı görünceye kadar…
98.
İmanı kendilerine fayda sağlayan bir şehir bulunsaydı ya! Yunus’un kavmi hariç;
ne zaman ki (Yunus’un halkı) iman ettiler, üzerlerindeki rezillik azabını bu dünya
hayatında kaldırırdık ve onları belli bir süre daha yararlandırdık.”
21. Enbiya Suresinde
yer alan ayetler:
“87.
Zan-nun’u da (an)! Hani öfkelenmiş ve gitmişti.
Ve gücümüzün (kendisine) yetmeyeceğini sandığı bir anda, karanlıklar
içinde, “Senden başka ilah (En Yüce) yoktur. Sen Sübhan’sın! Ben,
zalimlerden oldum! (La ilahe illa ente subhaneke inni kuntu minez
zalimin)” diye yalvarmıştı.
88.
Ona (duasına) karşılık verdik ve onu
gamdan kurtardık. Müminleri işte böyle kurtarırız.”
37. Saffat Suresinde
yer alan ayetler:
“139. Yunus da resullerimizdendi.
140. Yüklü bir gemiye kaçmıştı.
141. Kura çekti ve kaybedenlerden
oldu.
142. O kendini kınıyorken hut (balina) onu yuttu.
143. O, tesbih edenlerden
olmasaydı;
144. Yeniden diriltilecekleri
gününe kadar karnında kalırdı.
145. Ve bitkin halde onu açık bir
kıyıya attık.
146. Üzerine de (gölgelik olsun diye) geniş
yapraklı bir ağaç bitirdik.
147. Ve onu, yüz bin hatta daha
fazlasına (bir halka) resul
gönderdik.
148. Ve iman ettiler. Biz de onları
belli bir süre yararlandırdık.”
68. Kalem Suresinde
yer alan ayetler:
“48. Artık Rabbinin hükmünü sabırla
bekle ve balık sahibi (Yunus)
gibi olma. Hani o çok üzüntülü bir halde (Rabbine) seslenmişti.
49. Rabbinden ona bir nimet
yetişmemiş olsaydı, kınanmış (bir
hâlde), ıssız bir sahile atılacaktı.
50. Ancak Rabbi onu (tekrar) seçti ve onu
salihlerden kıldı.”
6. En’am Suresinde
yer alan ayetler:
“86.
… Yunus’a … da (hidayet ettik). Hepsini alemlere faziletli kıldık.
87.
Onların babalarından ve çocuklarından ve kardeşlerinden
bazılarını da seçtik, onları da Sırat-ı
müstakime (doğru olan yola) erdirdik.
88. Bu, Allah’ın hidayet yoludur, onunla
kullarından istediğini hidayete erdirir. Onlar
da Allah’a ortak koşsalardı, işledikleri ameller boşa giderdi.
89.
Onlar, kendilerine kitap, hüküm (lehte ve aleyhte hikmetle hüküm verme
yetkinliği, bilgelik) ve nübüvvet (nebilik görevi) verdiklerimizdir.
Onlar (kâfirler), bunları (nebileri)
inkâr ederlerse, bunları inkâr etmeyecek bir toplumu yerlerine vekil kılarız.”
Yunus Nebi İle İlgili
Olarak İncil’de Yer Alan Ayetler
Matta Kitabının 12’nci
babında da yer alan ayetler:
“38-
… (dini kitaplar yazan) yazıcılardan
ve Ferisilerden bazıları da İsa’ya dediler ki: “Öğretmen, senden bir alamet (mucize,
kanıt) görmek istiyoruz.”
39-
İsa da onlara şöyle dedi: “Zinaya dalmış kötü bir nesil durmadan alamet arar. Fakat
ona Yunus Nebinin alametinden başkası verilmeyecek.
40-
Yunus o büyük balığın karnında üç gün üç gece nasıl kaldıysa, İnsanoğlu da üç
gün üç gece toprağın bağrında kalacak.
41-
Hesap Gününde Ninova halkı da bu neslin insanlarıyla birlikte kalkacak ve
onları mahkûm edecek. Çünkü onlar Yunus’un duyurusu üzerine tevbe etmiştiler. Ancak
işte burada Yunus’tan daha büyük biri var!”
Matta Kitabının
16’ncı babında da yer alan ayetler:
“4-
Zinaya dalmış kötü bir nesil durmadan alamet arar, fakat ona Yunus’un
alametinden başkası verilmeyecek.” Sonra (İsa) onların yanından ayrıldı.”
Luka Kitabının
11’inci babında da yer alan ayetler:
“28-
Fakat İsa şöyle karşılık verdi: “Asıl Tanrı’nın sözünü dinleyip tutanlara ne
mutlu!”
29-
Etrafındaki kalabalık giderek artarken İsa şunları dedi: “Bu nesil kötü bir
nesil, alamet arıyor. Fakat onlara Yunus’un alametinden başka bir alamet
verilmeyecek.
30-
Yunus, Ninovalılar için bir alamet oldu; aynı şekilde İnsanoğlu da bu nesil
için alamet olacak. 31- Güney kraliçesi hüküm gününde bu neslin insanlarıyla
birlikte kalkacak ve onları mahkûm edecek. Çünkü o, Süleyman’ın hikmetli
sözlerini dinlemek için dünyanın öbür ucundan gelmişti; fakat işte burada
Süleyman’dan daha büyük biri var.
32- Ninova halkı hüküm gününde bu nesille
birlikte kalkacak ve onları mahkûm edecek; çünkü o halk Yunus’un duyurusu
üzerine tövbe etmişti. Fakat işte burada Yunus’tan daha büyük biri var.”
II. Krallar Kitabının
14’üncü babında da yer alan ayetler:
“25- İsrail'in Yüce Olanı Yahwe’nin
kulu Gat-Heferli Amittay oğlu Yunus Nebi aracılığıyla bildirdiği gibi, Hamat'ın
girişinden Araba (Tuz) Gölü'ne kadar olan İsrail topraklarını geri alan oydu.”