Kitabın giriş cümlesinde verilen ayrıntılı tarihlendirmeden ve Darius’un MÖ. 522-486 yılları arasında hüküm sürdüğü fikrinden hareketle Hagay (Haggai) Nebi’nin söz konusu dönemde yaşadığı bu vahyin “Hagay Kitabı’ndaki ayetlerin de MÖ. 520 yılında olduğu nazil olduğu düşünülmektedir. Söz konusu dönemde İddo oğlu Zekeriya’nın da Nebi olduğunu Ezra Kitabı’nın, 6:14 ayetinden öğreniyoruz.)
Söz
konusu dönemde İsrail halkının sürgünden dönmüş ve Yeruşalim’e yerleşerek kendi
evlerini kurdukları görülmektedir.
Hagay Kitabı, Tevrat’ın ikinci en kısa kitabı olmasına karşın gelecek ile
ilgili bilgiler vermesi ve birçok tarihi veri barındırması nedeniyle oldukça
önemli bir yere sahiptir.
Bu kitap, 2 bap ve 38 ayetten oluşmaktadır.
1.
Bap
1:1-
Kral Darius’un
krallığının ikinci yılında, altıncı ayın birinci gününde Yahwe, Hagay Nebi
aracılığıyla Şealtiel’in torunu olan Yahuda Valisi Zerubbabil ve Yehosadak oğlu
Başkohen Yeşu’ya geldi ve dedi ki:
2- “Alemlerin Rabbi (yöneticisi, efendisi) Yahwe
diyor ki: Bu halk, Yahwe’nin Evi’ni inşa edilmesinin vakti henüz gelmedi, diyor.”
3- Yahwe’nin sözü de Hagay Nebi aracılığıyla
vahyedildi (bildirildi):
4- “Bu Ev harabe haldeyken, sizin kaplamalı
(ağaç panelli)
evlerinizde oturmanızın sırası mı?”
5- Şimdi de Alemlerin Rabbi Yahwe dedi ki: “Tuttuğunuz yolları iyi
düşünün!
6- Çok ekiyorsunuz ama az biçiyorsunuz. Yiyorsunuz ama doyamıyorsunuz. İçiyorsunuz
ama neşelenemiyorsunuz. Giyiniyorsunuz ama ısınamıyorsunuz. Ücret kazanıyorsunuz
ama paranızı sanki delik keseye koyuyorsunuz.”
7- Alemlerin Rabbi Yahwe diyor ki: “Tuttuğunuz
yolları iyi düşünün!
8- Dağlara çıkın ve kütük getirin ve
Evimi yeniden inşa edin ki, ondan hoşnut olayım ve onu kerim kılayım (onurlandırayım).
9- Bol ürün umdunuz ama az topladınız.
Eve ne getirdiyseniz onu savuruyorum.” Alemlerin Rabbi Yahwe “Neden acaba?” diye
soruyor. “Çünkü hepiniz kendi evinizle uğraşıyorken Benim Evim harap halde duruyor!
10- İşte bunun nedenle gökyüzü çiyini, yeryüzündeki
üründen esirgiyor.
11- Ve memleketinizin dağları için de
tahılı için de yeni şarabı için de zeytinyağı için de toprağın verdiği bütün
ürünler için de insanları için de hayvanları için de ellerinizin tüm emeği için
de kuraklığı davet ettim.
12- Şealtiel’in torunu Zerubbabil ve
Yehosadak oğlu Başkohen Yeşu ve sürgünden dönen halkın tümü de İlahları (Yüceleri olan) Yahwe’nin sesine
ve O’nun Nebisi Hagay’ın sözlerine itaat ettiler. Halk, Yahwe’den korkuyordu.
13- Yahwe’nin meleği Hagay da Yahwe’nin mesajını
halka bildirdi: Yahwe diyor ki, 'Ben seninleyim!'"
Melek kelimesi, İbranice ve Arapçada
“haberci, elçi; güçlü kuvvetli, tasarrufta bulunan, yöneten” gibi anlamlara
gelmektedir. Ezra Kitabı’nın, 6:14 ayetinden, Hagay Nebi zamanında İddo oğlu
Zekeriya’nın da nebi olduğunu ve Hagay Nebi’den sonra anıldığını öğreniyoruz. Bu
nedenle bu ayette Hagay Nebi için kullanılmış olan melek kelimesinin, birlikte
görev yapan nebilerden “yetkili olanı” belirtmek için kullanılmış olabileceği
kanaati oluşmaktadır.
14- Ve Yahwe, Şealtiel’in torunu
Yahuda Valisi Zerubbabil’i ve Yehosadak oğlu Başkohen Yeşu’yu ve sürgünden
dönen halkın ruhunu harekete geçirdi. Ve ilahları Alemlerin Rabbi Yahwe’nin Evi
üzerinde çalışmaya başladılar.
15- Altıncı ayın yirmi dördüncü gününde,
Darius’un krallığının ikinci yılında.
2.
Bap
2:1-
Yedinci ayın yirmi birinci günü de Yahwe, Hagay Nebi aracılığıyla şöyle
seslendi:
2- “Şealtiel’in
torunu Yahuda Valisi Zerubbabil’e ve Yehosadak oğlu Başkohen Yeşu’ya ve
sürgünden dönen halka geldi ve dedi ki:
3- ‘Bu
Evi eski ihtişamıyla gören kaldı mı? Şimdi sana nasıl görünüyor? Bir hiç olarak
görünmüyor mu?
4- Ama şimdi Yahwe diyor ki: ‘Ey
Zerubbabil, cesur ol! Ey Yehosadak oğlu Başkohen Yeşu, cesur ol! Ey ülke halkı,
cesur ol!’ Alemlerin Rabbi Yahwe diyor ki: ‘Çalışın! Çünkü Ben de sizinle
birlikteyim. Alemlerin Rabbi Yahwe diyor ki:
5- Mısır’dan çıktığınızda sizinle
yaptığım antlaşmaya göre Ruhum aranızdadır. Korkmayın!’
6- Alemlerin
Rabbi Yahwe diyor ki: ‘Kısa bir süre sonra gökyüzünü de yeryüzünü de denizi de
karayı da tekrar sarsacağım.
7- Bütün
ulusları da sarsacağım ve tüm ulusların arzu ettiği/gözdesi
buraya gelecekı. Ben de bu Evi ihtişamımla dolduracağım.’ diye
bildiriyor Alemlerin Rabbi Yahwe.
ı Bu ayette geçen “חֶמְדַּ֣ת” (hemedat)
sözcüğü, "istemek, arzulamak ve gözetmek" anlamına gelen “חָמַד” (ḥamad)
fiilinden türemiştir. Dolayısıyla “חֶמְדַּ֣ת” (hemedat) sözcüğü de “חָמַד (ḥamad)
fiilinin isim formunu temsil eder ve "istek", "arzu" veya
"gözde" anlamına gelir.
Arapçadaki
“أَحْمَدُ”
(ʾAḥmad) sözcüğü ile İbranicedeki “חָמַד” (ḥamad) kelimeleri arasında ses
benzerliğinin yanı sıra “övmek, “takdir etmek” gibi bazı ortak anlamların da
olduğu belirtilmektedir.
8- ‘Gümüş
Benimdir, altın da Benimdir’ diyor, Alemlerin Rabbi Yahwe.
9- ‘Bu
son Evin ihtişamı, öncekinden daha büyük olacak.’ diyor Alemlerin Rabbi Yahwe. ‘Bu
yeri selim (selamet,
refah ve huzur yeri) kılacağım.’ Diye bildiriyor Alemlerin Rabbi Yahwe.”
6 ve 7’nci ayetlerde Muhammed Nebi’den
söz edilmekte olduğu, 8 ve 9’uncu ayetlerinde söz ettiği ve son Evim” dediği yerin de “Kabe”
olduğu kanaatleri oluşmaktadır.
10- Darius’un
krallığının ikinci yılında, dokuzuncu ayın yirmi dördüncü gününde Yahwe, Hagay
Nebi’ye geldi ve dedi ki:
11- “Alemlerin
Rabbi Yahwe diyor ki: ‘Kohenlere şu torayı (yasayı) sor:
12- ‘Bir
kimse giysisinin kıvrımında (bir
kenarında) kodeş (kutsal kılınmış; Yahwe’ye adanmış) olan bir et
taşır ve ekmeğe veya yemeğe veya şaraba veya zeytinyağına ya da başka bir
yiyeceğe dokunursa, o yiyecek kodeş olur mu?’” Kohenler, “Hayır” diye cevap
verdiler.
13- Hagay
da dedi ki: “Bir leşe dokunduğu için tame (necis) sayılan biri, bu yiyeceklerden birine
dokunursa, o yiyecek necis olur mu?” Kohenler, “Evet” dediler.
14- Hagay
da cevap verdi ve dedi ki: “Yahwe diyor ki: ‘Bu halk da bu ulus da gözümde işte
böyledir. Her yaptıkları da sunakta her sundukları da tamedir (necistir).
15-
O zaman şimdiden itibaren iyice düşünün; Yahwe’nin Evinde taş üstüne taş
konulmadan önce,
16- 20 ölçek olan bir tahıl yığınına
gelen, sadece 10 ölçek bulurdu. Şarap teknesinden 50 ölçek çıkarmaya çalışan da
sadece 20 ölçek bulurdu.
17- Ellerinizin
tüm emeğini de rüzgarla ve küf ile ve dolu ile vurdum. Yine de Bana dönmediniz.’
diye bildiriyor Yahwe.
18- ‘Bugünden
itibaren, dokuzuncu ayın yirmi dördüncü gününden itibaren iyice düşünün. Yahwe’nin
Evinin temelinin atıldığı günden beri düşünün.
19- Ambarda
hiç tohum kaldı mı? Asma, incir, nar, zeytin ağaçları henüz ürün verdi mi? Ama
bugünden itibaren seni bereketli kılacağım.’”
20- Ayın
yirmi dördüncü gününde Yahwe, Hagay’a ikinci kez geldi ve dedi ki:
21- “Yahuda Valisi Zerubbabil’e de ki: ‘Ben
yeryüzünü ve gökyüzünü sarsacağım.
22- Kralların
tahtlarını da devireceğim. Yabancı ulusların gücünü de yok edeceğim. Savaş arabalarını
da sürücülerini de devireceğim. Atlar da binicileri de düşecek, hepsi de
kardeşinin kılıcıyla (ölecek).’
23- Alemlerin Rabbi Yahwe diyor ki: ‘O gün seni alacağım, ey Şealtiel’in oğlu (torunu) kulum Zerubbabil! Seni de bir mühür yüzüğü gibi yapacağım. Çünkü Ben seni seçtim.’ Diye bildiriyor Alemlerin Rabbi Yahwe.”