Sure, Mekke döneminde inmiştir ve nüzul sırasına göre 6.
suredir. Sure, adını ilk ayette geçen “Tebbet” kelimesinden almıştır. Sure 5
ayettir.
Râhmânir-Râhîm
(Merhamet eden Merhametli) Allah’ın Adıyla
1. Ebi
Lehebin1 elleri2 helak3 olsun,
helak oldu da.4
1 “لَهَبٍۢ”
(leheb) sözcüğü, Arapça’da “alev, alev alev yanan” gibi anlamlara gelir. “ebi leheb” ifadesi de Türkçede “Ateş babası”
veya “alev alev yananın babası” gibi anlamlara gelir. “لَهَبٍۢ” (leheb) sözcüğü Kur’an’da 3 kez
geçer: 77:31; 111:1, 3.
2 “يَدَٓا”
sözcüğü, kelimesi “eller” veya “iki el” anlamına gelir ve tekil “يَد” (yed)
yani “el” kelimesinin ikili formudur. Bu ifade kelimenin kullanım bağlamına
göre, “kudret”, “güç”, “yardım etmek” veya “destek vermek” gibi anlamlar
çıkarılabilir, çünkü “el” mecazi anlamda “kudret”, “güç”, “yardım” veya “destek”
ile ilişkilendirilebilir.
3 “تَبَّتْ”
(tebbet) sözcüğünün ““helak olsun”, “yok olsun”, “kaybolsun” veya “bozulsun” gibi
anlamlara geldiği belirtilmektedir. Kur’an’da, “تبب” (tebeb) sözcüğünden
türemiş 4 sözcük geçmektedir: 11:101;
40:37; 111:1 (2 kez).
4 Bu
ayetle ilgili farklı görüşler öne sürülmüştür:
1.
Görüş: Ebi Leheb (Lehebin babası); alev babası, alev sahibi anlamına
gelmektedir. Bu hitap ile, nebimiz Muhammed’e aşırı düşmanlık edenlerden biri
olan amcası Abdüluzza bin Abdülmuttalib kastedilmektedir. Çünkü o ile karısı,
Muhammed ve imanlılara karşı bir zulüm kampanyası yürütüyordu. Bu nedenle ona “Ebi
Leheb” lakabı takılmış ve yaptıkları kınanmıştır.
2.Görüş: Ayette
geçen “yeda” sözcüğü de “desteklemek” anlamına gelen “eyd” kökünden gelmektedir
ve 2:87 ayetindeki “eyyednahu bi ruhil kudûsi” (onu Ruhul Kudus ile
destekledik) ifadesinde geçtiği gibi anlaşılmalıdır. Bu nedenle de “Ateşin
babasının (önderinin) destekçileri başarısızlığa uğramıştır, kendisi de hüsrana
uğradı.” şeklinde anlaşılabilir.
2. Malı
ona hiçbir fayda sağlamadı, kazandığı şeyler de...
3. Kesinlikle,
alev alev yanan bir ateşe yaslanacaktır!1
1 “سَيَصْلَىٰ”
(seyeslâ) sözcüğü, “yaslanmak”,
“yakın olmak”, “yaklaşmak” veya “temas etmek” gibi anlamlarına gelen “ص-ل-ي”
(s-l-y) kökünün türemiştir ve “yaklaşırsınız” veya “yaslanırsınız” şeklinde
çevrilebilir. Bu ifade, Kur'an'da 25 kez geçer: 4:10, 30, 56, 115; 14:29;
17:18; 19:70; 27:7; 28:29; 36:64; 37:163; 38:56, 59; 52:16; 56:94; 58:8; 69:31;
74:26; 82:15; 83:16; 84:12; 87:12; 88:4; 92:15; 111:3.
4. Odun
hamalı karısı da,
5. Boynunda,1 mesedden2 (yapılmış)
bir urgan ile.
1 “جِيد”
(ciyd) sözcüğünün “boyun” anlamına geldiği belirtilmektedir. Bu sözcük Kur’an’da
yalnızca bu ayette geçmektedir.
2 “مَسَدٍ”
(mesed) kelimesinin, “ateş yakan yer, ocak, ocağın altı” olduğu
belirtilmektedir. Ancak bunun mecazen “dikenlerden veya hurma lifinden yapılmış
bir halat/ip” anlamına da geldiği belirtilmekte ve bir çok çeviride bu anlamda
çevrilmektedir. Bu sözcük Kur’an’da yalnızca bu ayette geçmektedir.