Nusuk, Nasik, Mensek ve Menasik Ne Demektir

        Nusuk: Gümüşün eritilip kalıba dökülmesi, gübreleme anlamına gelmektedir. Gümüşten kalıba dökülen her parçaya “nesîke” denir.  Bu kelimenin müfredi olan, “en-nesike” Arap dilinde Allah rızası için “boğazlamak, kurban etmek ve ibadet etmek” manalarını ifade etmektedir. Nefsini günah kirlerinden temizleyip ibadete veren kişiye de “nâsik” denilmektedir.

Mensek: Kurban kesme, kurban kesim yeri ve vakti, hac yerleri, ibadet yeri ve zamanı ile dini ibadetler (ritüeller) gibi anlamlara gelmektedir.

Mensekin çoğulu olan Menâsik (Mensekler) ise: Hac ve Kurban ilgili uygulamalar (kurallar, ritüeller) ve mekanları, kurban ve kesim yerleri, ibadet yerleri şeklinde açıklamaktadır.

Bu nedenle de “Nusuk” kelimesine kısaca bir iş ile ilgili olarak “yapılması gerekenler” şeklinde bir anlam verilebileceği kanaati oluşmaktadır Çünkü nusuk, önceden belirlenmiş hareketlerden oluşur. Örneğin;

Salatın (İletişim Duasının) nusuku: İletişim duası vakitleri, vudu (abdest), kıyam, rüku, secdedir.

Vudunun (abdestin) nusuku: Elleri, kolları ve yüzü su ile yıkamak, başı ve ayakları mesh etmektir (veya ayakları yıkamaktır).

Guslün (boy abdestinin) nusuku: Tüm vücudu su ile yıkamaktır.

Haccın nusuku: 4 Haram ay (Hicri 12, 1, 2 ve 3. Aylar) içinde hac yapmak, ihrama girmek, tavaf etmek, kurban kesmek ve Arafat’ta vakfeye durmaktır.

N-s-k kökü ve türevleri ile Kur’an’da 7 defa geçmektedir: 2:128, 196, 200; 6:162; 22:34, 67(2 defa)]

1- Rabbimiz! Bizi, Sana teslim olanlardan (Müslümanlardan) kıl, bizim soyumuzdan da Sana teslim olan bir ümmet çıkar. Bize, menseklerimizi (yapmamız gerekenleri) göster ve tevbemizi kabul et. Rahîm olan Tevvab (merhamet edip tevbeleri kabul eden) Sensin Sen. (Bakara, 2:128)

2- “Allah için haccı ve umreyi de tam yapın. (Düşman, hastalık ve benzeri nedenlerle) engellenirseniz, hediyeden kolayınıza geleni (verin).  Hediye yerine varıncaya kadar da başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden hasta olan ya da başından bir rahatsızlığı olan varsa (ve tıraş olmak zorunda kalırsa), savmdan (oruçtan) veya sadakadan veya nusuktan (yapılması gerekenlerden ) fidye (bedel versin). (Hac ve umre yapabilecek) güvenliğe kavuştuğunuzda hac zamanına kadar umreden yararlanmak isteyen kimse hediyeden kolayına gelen şeyi (versin). (Hac ve umre imkanı) bulamayan ise, hac günlerinde üç gün, (hac ve umre için yola çıkan sizler) döndüğünüz zaman da yedi (gün) oruç tutar. Böylece tamamı ondur (on gündür). Bu (açıklananlar), yakınları Mescid-i Haram’da hazır olmayanlar (orada ikamet etmeyenler) içindir. Allah’a karşı takvalı olun ve bilin ki Allah’ın cezası şiddetlidir.” (Bakara, 2:196)

3- Hac menseklerinizi (hacda yapılması gerekenleri) bitirince atalarınızı zikrettiğiniz gibi, hatta daha güçlü bir şekilde Allah’ı zikredin (anın). Bazı insanlar, “Ey Rabbimiz, bize dünyada ver.” derler. Onun ahirette hiçbir payı yoktur.” (Bakara, 2:200)

4- De ki: “Benim salâtım (iletişim duam, desteğim) ve nusukum (Allah’ın benden yapmamı istedikleri) ve hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (En’am, 6:162)

5- “Rızık olarak verilen hayvanların üzerine Allah’ın adını anmaları için bütün ümmetlere mensek (yapmaları gereken dini ritüeller) tayin ettik. Sizin ilahınız (En Yüceniz) bir tek ilahtır, O’na teslim olun ve muhbitin olanları (Tevazu içinde Allah’ın emirlerine boyun eğen ve kendini ona adayanları) müjdele!” (Hac, 22:34)

6- “Biz, her ümmet (toplum) için bir mensek (yapmaları gereken dini ritüeller) belirledik. Herkes kendi nasikini (yapmaları gereken dini ritüelleri) sürdürür. O halde onlar (kitap ehli) bu işte seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine davet et. Sen dosdoğru bir hidayet (kılavuz, yol) üzerindesin.” (Hac, 22:67)

Bu ayeti destekleyen başka ayetler de vardır. Örneğin;

“Biz sana bu Kitabı hak (gerçek) olarak, yanlarındaki Kitabı (Tevrat’ı, İncil’i) tasdik eden (doğruluğunu onaylayan) ve ona müheymin (onlar hakkında güven veren) olarak indirdik. O halde aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Sakın sana gelen hakkı (gerçeği, hakikati) bırakıp onların hevalarına (arzu ve isteklerine) uyma. Biz, sizin her biriniz için bir şeriat ve yöntem belirledik. Allah isteseydi, sizi tek tip bir ümmet (topluluk) yapardı. Ancak size verdikleri ile sizi sınıyor.  O halde hayırlarda (doğrulukta) yarışın. Hep birlikte dönüşünüz Allah’adır. O, hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri size bildirecektir.” (Maide, 5:48)